Ayancık ve çevresi 11. yüzyılın sonlarında ilk kez Danışmentoğullarının egemenliğine girmiştir. Bölge 1204 te Anadolu Selçuklularının, 1259 da Pervaneoğullarının, 1292 de Candaroğullarının eline geçmiştir. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet Trabzon seferine giderken Sinop ve çevresini Osmanlı Devletine bağlamıştır. Tanzimat Devrine kadar Ayancık ve Çevresi Kastamonu' ya bağlı dört kadılıktan birinin yönetimi alanı içinde kalmıştır. Tanzimat ile başlayan, daha sonra devam eden yenileşme hareketleri sırasında Ayancık ve çevresinde (Sancak-Kaza) İlçe yönetimi kurulması düşünülmüş, İlçe merkezi olarak da Ayandon (Türkeli İlçesine bağlı Ayazköyü) kabul edilmiştir.
İNALTI MAĞARASI
Inalti Köyü köyün hemen arka yamacinda bulunan magara ile ünlenmistir. Deniz seviyesinden 1070 m. yüksekte olan magaranin oldukça büyük olan agzi köyden görülebilmektedir. Köyde biraz soluklandiktan sonra yaklasik 500 metrelik bir tirmanistan sonra magaraya ulasilmaktayken, 2002-03 yillarinda yapilan yol ile magaranin 50 m. altina kadar araçla gidilebilmektedir. Buradan 50 metrelik merdivenle magaranin agzina ulasilabilir. Magara agzinda genis bir sahanlik bulunmaktadir.
Inalti magarasi gerek magara içi damlataslari ve arkeolojik özelligi, gerekse de dogal çevrenin güzelligi nedeniyle, turizm amaçli kullanima son derece uygun sartlara sahiptir.
Ortalama uzunlugu 7500 metre olan magaranin son noktasi giristen 24 metre asagidadir. Dogu-bati yönünde büyük bir (S) çizerek uzanan magaranin giris agzi ve gerisindeki salonun tavan yüksekligi 20 metreden fazla, genisligi ise 18 metredir. Giris salonu boyu 125 m, tavan yüksekligi 6-22 m, genisligi 7-13 metreler arasinda degisen düzgün bir galeriye açilir. Bu galeri magaranin en genis ve en kuru bölümüdür. Buradan sonra daralarak ilerleyen magarada sarkit, dikit, sütun, örtü ve duvar damlataslari, damlatas havuzlari görülmeye baslar. Yatay gelismis kaynak konumlu fosil bir magara inalti magarasinda damlataslarin çogu genislemis olan orta bölümde yer almaktadir. Buna karsilik magara tabanina yakin alt kesimlerde ve su düzeyinin hemen üzerinde Karnabahar ve Patlamis Misir sekilli damlataslar da bulunmaktadir. Magaranin içinde yer yer su birikintilerine rastlanmakta olup bazilari ilerlemeyi zorlastiracak sekilde derindir. Magara girisinde görülen duvar kalintilari, tarihi dönemlerde iskan alani olarak kullanildigi sanilan magaraya arkeolojik deger de katmaktadir.
Inalti magarasinin elektrifikasyonu, trafo, kapi, merdiveni, çesme ve tuvaleti yapilmis; magara içindeki gezi güzergahi ve kir kahvesi yapim çalismalari devam etmektedir.
Magara Civarinda Kanyon, Akgöl ve Karlik Yaylasi ve Düdeni gibi dogal güzelliklerin de bulunmasi magaranin önemini daha da arttirmaktadir. Hazirlanan projelerle günübirlik ziyaretçilerin ihtiyaçlarina yönelik tesislerin yapilmasi yaninda çogunlugu bos olan köy evlerinin de pansiyon olarak kullanilma açilmasi planlanmaktadir.
İNALTI KANYONLARI
Ayancik - Kastamonu yolunun 17. km sinden ayrilan stabilize yol ile ulasilan kanyonlar ve magara ilçenin en güzel rekreasyon alanlarindandir. Yol güzergahinda inalti yerlesmesi ve Alabalik Tesisleri de bulunmaktadir. Tesislerden sonra ulasilan kanyon yolunun bir tarafi sarp kayalik öbür tarafi çay yatagindan olusmaktadir. Birkaç yerde çayin içinden geçen yol çay sulari yüksek olmadikça taksiler tarafindan da kolaylikla asilabilmektedir. Ancak kar sularinin eridigi ilkbahar aylari ile sonbahar aylarinda yalnizca arazi tasitlari ile geçilebilmektedir. Zaman zaman da agaç köprülerden geçilerek ilerleyen yol safari turlari için oldukça müsait dogal bir parkurdur.
Kanyonun en can alici bölümü ; sarp kayaliklardan akan sularin olusturdugu küçük selaleler ve çamur ve yosunlarin olusturdugu sarkit ve traventenlerin bulundugu 1 km lik mesafedir. Bu alani gruplar ve ziyaretçiler özellikle yürüyerek geçmeyi tercih etmektedirler. Kanyonun bitiminde orman içinde devam eden yol Alabalik Üretme tesislerini de (kapali) geride biraktiktan sonra Inalti Köyüne ulasmaktadir. Ormanlardan tomruk nakletmek için kullanilan Eski buharli trenin dekovil hattinin da geçtigi kanyonu iki vadisinde bulunan orman idaresine ait terkedilmis barakalar kanyon ve bölge turizmi canlandiginda tesis olarak kullanilmaya oldukça müsaittir.
AKGÖL
Ayancik ilçesinin güneyinde Ayancik-Kastamonu yolunun 31.km sinde, yoldan da 5 km içeride bulunan Akgöl ; 1200 metre yüksekliktedir. Etraftaki sik göknar ormanlari içinden akan iki çayin birlestirerek olusturdugu göl ortalama 3 dönüm alan kaplamaktadir. Gölün yaninda orman isletmesine ait bir tesis bulunmaktadir. Günübirlik piknik için uygun olan göl civarindaki orman içlerinde piknik masalari ve izgara yerleri bulunmaktadir. Çevre ormanlarda yaban domuzu, ayi, kurt, çakal ve tavsan gibi av hayvanlari mevcuttur.
Akgöl'e ulasmak için inilen 5km lik yol stabilize olup buradan da Inalti bölgesine dogru yol devam etmektedir. Bu yol üzerinde bulunan Inalti Magarasi ve Kanyonlari safari turlar ve yürüyüsler için de müsaittir. Kis mevsiminin uzun geçtigi bölgede küçük kayak pistlerinin de yapilabilecegi uygun orman içi bosluklar mevcuttur.
ÇANGAL
Ayancik-Kastamonu yolunun 25. km sinde yoldan 3 km içeride bulunan Çangal ; orman içindeki açiklik alana kurulmus bir yerlesim yeridir. Burada Orman Isletmesine ait idare binalari , misafirhane ve lojmanlar bulunmaktadir. Binalar tek katli olup arazi üzerinde daginik vaziyettedir.
Küçük bir tatil köyü havasi yaratilmistir. Tesisler Ayancik kereste Fabrikasini kuran Belçikali ve Almanlar tarafindan 1930 lu yillarda insa edilmislerdir. Etrafindaki genis Göknar ormanlari ve yakin köylerle birlikte kis turizmi , av ve dag turizmi için uygun olup tesis yapmaya oldukça müsaitttir.
KARLIK YAYLASI
Akgöl ve Inalti Magarasi ile hemen hemen ayni bölge üzerinde bulunan Karlik yaylasi 1600 metre yükseklige sahip genis bir yayladir. Zengin bir orman yapisindan sonra ulasilan yaylada orman idaresine ait bir telsiz istasyonu ve gözetleme kulesi bulunmaktadir. Bölgenin en yüksek tepelerinden biri olan yayladan açik ve bulutsuz havalarda Sinop Ince burun açiklari ve sehir isiklari rahatça görülmektedir.
Genis otlaklardan olusan yaylanin en büyük özelligi Karlik Düdenidir. Bölgenin jeomorfolojik yapisindan kaynaklanarak olusan bu düden iki yamacin arasinda çökmüs bir alan görünümü vermektedir. Buradaki kayalik kesime ulasildiginda Buradan asagiya dogru uzanan bir magara daha oldugu görülmektedir. Bu magaranin yapisi ve bölgenin yüksek olmasi nedeni ile burada biriken karlar yaz aylarinda Agustos sonuna kadar erimemekte olup , olusan bu kar kütükleri eski yillarda yaz aylarinda çevre köylüler tarafindan kullanilmakta imis. Bölgeye de adini veren bu düden magarasi ve çevresi yayla turizmi ve meyilli otlaklari nedeniyle çim kayagi için oldukça uygun ortamlara sahiptir.
ESKI CEZAEVI (KILISE)
Yali Mahallesi sahil kesiminde bulunan bina eski bir kilise yapisi olup yillarca cezaevi olarak kullanilmistir. Bizans dönemine ait olan ve bugün bos olan bina düzenlendiginde kültür merkezi olarak kullanilmaya müsaittir.
ISTEFAN KAYA MEZARLARI
Ön tarih devirlerinden kalan ve henüz hiç bir bilimsel arastirmanin yapilmadigi Pontus Krallarina ait kaya mezarlari Ilçenin batisindaki Istefan, (Çaylioglu) köyü sinirlari içinde bulunmaktadir.
ISTEFAN SULU KILISESI
Yine ayni yerlesim yerinde istefan burnunun bati yakasinda, toprak altinda olup içi toprak ve su dolu haldedir. Galerilerinden biri toprak üstündedir. Halk içinin su dolu olmasi ve çevresinin de su kaynagi yönünden çok zengin olmasi nedeni ile buraya sulu kilise adini vermistir. Henüz hiçbir kazi çalismasi yapilmadigi alanda eski bir höyük bulunmaktadir.
YALI CAMII
1981 yilinda Ömer Seyfettin'in hikayesini anlattigi Ayancik Camiidir. Bilinmeyen bir nedenle yikilmis ve yerine 1908 yilinda simdiki Yali Camii yapilmistir.
AYANCIK ASKERLIK SUBESI
1900 yilinda, Istefan'daki kilise harabelerinin sutunlari kullanilarak, ayni üslupla insa edilen ve Askerlik Subesi binasi olarak kullanilan bina restore edilmistir. Kesme tastan yapilan binanin ön cephesi sutunlu ve iki kat halindedir. Yapiminda kilise harabesinden getirilen taslar kullanilmistir.