Titanic Resort Antalya Otel, Titanik Antalya Oteli Hakkında

by | | 0 yorum

KONUM:
  • Lara mevkiinde.95.000m² alan üzerine kurulu, denize sıfır, şehir merkezine 15 km., havalimanına 10 km. mesafede.

TESİS:

  • 586 odalı tesiste, 5 asansör, restoranlar, disco, jakuzi,oyun salonu, 3 açık olimpik havuz, 1 kapalı yüzme havuzu, 4 adet kaydırak, 5 adet bar, kuaför ve alışveriş dükkanları.

ODA:

  • 30 m² (balkon dahil) genişliğinda standart odalarda; TV, mini bar, merkezi klima, fön telefon, müzik yayını, duş, küvet, balkon mevcut.

AİLE ODALARI:

  • İki oda arasında kapı mevcuttur. Min. 2 büyük+ 2 küçük, Max. 3 büyük+ 1 küçük.

PLAJ: Tesisin 165 m. uzunluğunda kum plajı mevcuttur.

SPOR / ANİMASYON / AKTİVİTE:

  • Ücretsiz; hamam, sauna, jakuzi, sörf, masa tenisi, kano, deniz bisikleti, voleybol, basketbol, oda kasası, fitness center, gündüz squash.
  • Ücretli; Çocuk bakıcısı, kuru temizleme, masaj, bilardo, elektronik dart, bowling, kuaför,su kayağı, banana, paraşüt, tenis kortu, ışıklandırma, tenis ve squash malzemeleri, doktor.

ÇOCUK:

  • 3 adet çocuk havuzu, oyun yeri, mini clup, animasyon eşliğinde öğle yemeği, uyuma odaları, çocuk restoranı, çocuk büfesi, çocuk animasyonu.

2010 Türkiye'nin Popüler Tatil Yerleri..

by | | 0 yorum
Yaz yaklaştı tatil geldi çattı! Türkiyemizin en güzel Tatil yerleri arasından seçim yapmak zor gerçekten..
Muğla'sı Marmarisi izmir'i Antalyası ve birbirinden güzel diğer yerleri arasından seçim güçleşiyor :)

Bu yıl tavsiye olarak tatil tercihiniz şu güzel tatil yerleri olabilir..

Alanya, Ayvalık, Bodrum, Çeşme, Datça, Dikili, Didim, Fethiye, Kaş, Kuşadası, Marmaris, Side, Kemer

Bu yıl Farklı olarak; Akdağ, Bozburun, Sedir Adası, Kekova tercih edilebilir..

İzmir Tatil Yerleri

by | | 0 yorum
İzmir' e bağlı ilçeler hakkında genel bilgiler...

İzmir ilinin ilçeleri; Balçova, Çiğli, Gaziemir, Karşıyaka, Konak, Aliağa, Bayındır, Bergama, Beydağ, Bornova, Buca, Çeşme, Dikili, Foça, Karaburun, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz, Menderes, Menemen, Narlıbahçe, Ödemiş, Seferihisar, Selçuk, Tire, Torbalı ve Urla'dır.

Aliağa : İzmir'in 60 km. kuzeyindeki Aliağa, İzmir ve Bergama uygarlıklarından izler taşımaktadır. Ege kıyılarında sayıları 30'u aşan Aiol kentleri arasında en büyük ve önemlilerini oluşturan 12 kentten 4'ü Aigaia, Kyme, Myrna ve Gryneion ilçe sınırları içerisinde bulunmaktadır.

Dikili : İzmir'in kuzeyinde 120 km. uzaklıktadır. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken şirin bir ilçedir. Hem tarihi hem de olağanüstü güzellikleri olan turistik Çandarlı beldesi Dikili'ye bağlıdır. Doğal güzellikleri arasında Merdivenli Köyünde bir krater gölü, Demirtaş ve Deliktaş Köylerinde de çamlık ve tarihi mağaralar bulunmaktadır. Dikili ilçesi ılıcaları ile de oldukça ünlüdür. Nebiler, Bademli ve Kocaoba köylerinde sıcak su ılıcaları vardır. İlçede karayolunun dışında deniz ulaşımında da Dikili Limanı, üç yolcu gemisinin yanaşabileceği kapasiteyle hizmet vermektedir.

Seferihisar : Yerleşim tarihi M.Ö. 1000 yıllarına uzanan ilçenin Sığacık mevkiinde Teos antik kenti, Doğanbey-Gerenalanı mevkiinde Karaköse Harabeleri, Sığacık' ta Osmanlılar tarafından inşa edilen kale ile kale içerisindeki eski yerleşim alanı, ilçe merkezinde Selçuklu ve Osmanlı Dönemi'ne ait anıtsal yapılar, yörenin arkeolojik ve tarihi kaynak potansiyelini oluşturmaktadır. Seferihisar 27 km.lik sahil şeridi ile güzel plajlara ve koylara sahiptir.

Menderes : Satsumasıyla, güzel koylarıyla, tarihi değerleriyle dikkat çeken Menderes ilçesinin İzmir'e uzaklığı 20 km'dir. İlçenin batısında Ürkmez mevkiinde Lebedos Antik Kenti bulunmaktadır. Menderes-Selçuk yolu üzerinde birbirine yakın konumda yer alan Kolophon, Klaros, Notion ve Lebedos Antik Kentlerine ait kalıntılar, ilçenin önemli arkeolojik kaynaklarını oluşturmaktadır. Gümüldür beldesi dünyaca ünlü mandalina türü olan satsumanın yetiştirici bölgesidir. Özdere, Ege'deki dokuz büyük turistik bölgeden biri olup temiz denizi ve sahilinin yanı sıra amatör balıkçıların avlanabildiği turistik bir beldedir. Menderes'in Görece Köyü'nde de halkın evlerde imal ettiği değişik renk ve biçimdeki boncuklar yerli ve yabancı turistin oldukça dikkatini çekmektedir.

Karaburun : Karaburun, Urla Yarımadası'nın kuzeyinde kurulmuştur. İzmir Körfezi boyunca kuzey ve batı kıyıları güzel koylarıyla bir şerit halinde uzanır. İlçenin yerleşimi taş devrine kadar uzanır. Çakmaktepe mevkiinde yapılan kazılarda elde edilen buluntulardan Hititler Dönemi'nde buranın ileri bir kültür merkezi olduğu, daha sonra yöreye egemen olan Aiol, Lidya. Helen ve Roma uygarlıkları döneminde kültür ve ticaret merkezi olarak geliştiği bilinmektedir.

Urla : Ege Bölgesi'nin tüm özelliklerini taşıyan Urla, İzmir'in batısında 38 km. uzaklıkta kendi adını taşıyan yarımadanın orta kısmında yer alır. Urla tarih boyunca bir kültür merkezi olmuştur. Yapılan kazılarda ele geçen eserler arasında Hititlere ait Gaga ağızlı sürahi çıkarılmıştır. Limantepe Höyüğü kazılarında ele geçen buluntulara göre Klazomenai Limanının dünyanın en eski ve düzenli limanı olduğu ortaya çıkmıştır. Klazomenai' de bulunan eserler Louvre Müzesi ve Atina Milli Müzesi ile İzmir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

Torbalı : İzmir'in 45 km. doğusunda yer alan Torbalı'nın ilk yerleşim alanı, Torbalı Ovası'nın batısında Yeniköy ile Özbey köyleri arasında bir tepe üzerinde kurulan Metropolis Antik kentidir. Bir İon kenti olan Metropolis Roma ve Bizans dönemlerinde önemini korumuş, daha sonra terk edilmiştir. Şarapları ile ünlü kent aynı zamanda bir piskoposluk merkeziydi. Ovaya hakim bir konumda olan Geç Helenistik Dönem'e ait tiyatroda Roma İmparotoru Augustus ve evlatlığı Germanikus'a adanan üç mermer sunak bulunmaktadır. Kazılarda bulunan eserler İzmir ve Efes Müzelerinde sergilenmektedir.

Ödemiş : İzmir'in 113 km. doğusunda yer alan Ödemiş'in kuzeyinde bulunan Hypaiapa Antik Kent kalıntıları yörenin yerleşim tarihinin ilk çağlara uzandığını göstermektedir. Ödemiş yöresinin tarihsel önemi Birgi'nin Aydınoğulları döneminde başkent olmasıyla başlamıştır. Birgi'de büyük ölçüde özgünlüğünü koruyan kent dokusunda Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin seçkin örnekleri, 18. ve 19. yüzyıl sivil mimarlık yapılarının oluşturduğu kültürel birikim ve mimari çevre zenginliği ile doğal çevre güzellikleri yörede çok önemli düzeyde turizm potansiyeli yaratmaktadır. "Dünya Kültür Mirası" listesine giren Birgi, 1994 yılında inanç turizmi kapsamına alınmıştır. Çakırağa Konağı, İmam-ı Birgivi Medresesi, Sultan Şah Türbesi görülmeye değer eserlerdendir.

Tire : İzmir'in büyük ilçelerinden biri olan Tire, şehir merkezine 82 km uzaklıktadır. Aydın Dağlarının kuzey eteklerinde kurulmuştur. Hitit, Frig, Lidya, Pers, Helen, Roma ve Bizans dönemlerini yaşayan Tire zengin bir kültür mirasına sahiptir. Beylikler ve Osmanlı döneminde ekonomik açıdan büyük gelişme sağlanmış ve mimarlık tarihi açısından da zengin örnekler ortaya çıkmıştır.

Kemalpaşa : İzmir'in 29 km batısında yer alan Kemalpaşa'nın tarihi geçmişi İ.Ö. 1300'lere dayanmaktadır. Akadlar ve Hititlerden başlayarak Selçuklu ve Osmanlı dönemine kadar birçok medeniyete sahne olan Kemalpaşa, Helen, Roma ve Bizans dönemlerinde Sart ve İon kentleri arasında kervan yollarının uğrak yeri olmuştur. Antik adı Nymphaion olarak bilinen günümüz Kemalpaşa ilçesi, Nif dağı eteklerinde 200 m yükseklikte kurulmuştur. Ege Bölgesi'nde Hititlerden kalan tek örneği olan Karabel Kabartması ilçe sınırları içerisindedir. Kemalpaşa, dünyaca ünlü kirazı ve çam ormanlarıyla tanınır.

Çeşme Tatil Yerleri

by | | 0 yorum
Çeşme Kalesi: 1508 yılında Osmanlı Padişahı 2. Bayazıt tarafından yaptırılmıştır. Kale Osmanlı mimarisinin tüm özelliklerini taşımaktadır. Bu tarihi yapı, ilçede yapılan Uluslararası Çeşme Müzik Yarışmasında konser yeri olarak düzenlenerek tüm dünyaya sergilenmektedir.Her yıl uluslararası Çeşme festivali 2-7 temmuz tarihleri arasında burada kutlanmaktadır. Kalenin önünde Kaptan-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa’ nıncesme-kervansaray.jpg aslanlı heykeli bulunmaktadır.

Kervansaray: 1528 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan Kervansaray iki katlıdır. Bu tarihi yapı bugün otel olarak hizmet vermektedir. Hediyelik eşyaları deri giysileri ve kaliteli halılarıyla alışveriş imkanları sunulur. Geceleri özellikle restoranlar, barlar ve diskolar etrafında canlı, neşeli bir atmosfer bulunur.

Kaplıcalar

Çeşme Ilıcaları: İzmir - Çeşme yolu üzerinde ve Çeşme’ye 5 km. uzaklıkta deniz kıyısında bulunan Çeşme Ilıcaları plajı ve ılıcası aynı yerde olan dünyanın en ilginç ve zor bulunur ılıcalarından biridir. Suların sıcaklığı 58oC dolayındadır. Romatizmanın kronik her şekli, gut şişmanlık gibi metabolizma bozuklukları ile raşitizm, kadın, deri, hastalıkları, karaciğer ve idrar yollarının ağrılı hastalıklarında yararlı olmaktadır. Kaplıca civarında modern konaklama tesisleri mevcuttur. Ayrıca bu konaklama tesislerinde termal özellikte havuz ve banyolar bulunmaktadır. Çeşme kaplıcalarına ulaşım Üçkuyular’dan kalkan Çeşme otobüsleri ile mümkündür.cesme-kaplica-camur.jpg

Şifne (Reisdere) Kaplıca ve Çamuru: Çeşme Ilıcalarının 5 km kuzey doğusunda Şifne körfezinde küçük bir yarımada üzerinde bulunan etrafında çeşitli konaklama ve yeme- içme tesisleri yer almaktadır. Romatizma, raşitizm, kadın hastalıkları ve idrar yolları, mide, bağırsak, egzama, kan çıbanı gibi deri hastalıklarında yararlıdır.

Yat Limanları

Yat Limanı: İzmir ilinde özellikle Çeşme Yarımadası’nın güneyi ülkemizin belli başlı yat güzergahlarından birini oluşturmaktadır. Çeşme-Kuşadası güzergahı yat turizmi altyapısının en çok geliştiği alandır. Ticari ve yat limanı bulunan Çeşme Limanı’nın iskelesi iki küçük tonajlı gemi yanaşabilecek kapasitededir. Yat Limanı ise 150 teknenin barınabileceği büyüklükte tasarlanmıştır. Kışları balıkçı barınağı yazları ise yatçılara hizmet vermektedir.

Alaçatı İskelesi: Alaçatı beldesinin güneyinde yan yana sıralanmış koylarla, yatçılar için bir cennet niteliğindedir. İskelede 80 tekne barınabilmektedir. Yatların barınabilmesi için pek çok imkan vardır.

Çeşme-Altınyunus Yat Limanı: 70 büyük ve 40 küçük tekne bağlanabilecek kapasitede olup her türlü yat bakım hizmeti verebilmektedir. Yat Limanı geceleyen ya da konaklayan yatlara su, elektrik, telefon, bakım, onarım ve kışlama hizmetlerini verebilecek durumdadır.

Sportif Aktiviteleri

Kamp-Karavan: Büyük Liman ve Paşa Limanı koylarında kamp alanları ve yazlık konutlar açısından zengindir. Ayrıca Antik Erythrai kentinin bulunduğu Ildırı yöresindeki doğal plajlar ve kamp alanları kullanıma uygundur.

Avcılık: Çeşme kara avcılığından hoşlanalar için de zengin bir yerdir. En ilginç ve heyecan verici av, kuşkusuz domuz avıdır. Yetkili makamlardan gerekli izinler alındıktan sonra herkes domuz avına çıkabilir. Çeşme keklik ve tavşan bakımından da zengindir. Bu hayvanların en çok görüldüğü mevsim Eylül-Aralık ayları arasında olup bu mevsim süresince avlanmak serbesttir. Avcılıkla ilgilenenleri Çeşme kışın da ağırlayabilir.

Rüzgar Sörfü: Alaçatı, Avrupa’nın sörf bölgeleri arasında en ilginç ve çeşitlik sunan bölgelerindendir. Bozulmamış bir örtüsü ile sörf merkezi V biçiminde berrak suyu olan bir koydadır. Çeşitli rüzgar koşulları ve ideal sörf alanı ile Avrupa’daki en önemli sörf merkezlerinden biridir.

Deniz suyu oldukça sığdır ve rüzgar genellikle kuzeyden esmektedir. Haziran ayından Eylül ayının ortalarına kadar ortalama 4-6 şiddetinde eser. Nisan-Ekim aylarında ise %50 güney rüzgarı eser ve güzel dalgalar oluşturur. Alaçatı’ nın en güzel özelliği, rüzgarın soldan, yani meltem olarak esmesi ve şiddetli rüzgarda dahi düzenli dalgaların oluşmasıdır. Akıntının da rüzgar ile aynı yönde olması sörf yapanlara kolaylık sağlamaktadır. Alaçatı meltem rüzgarına sahip bölgeler arasında hiç şüphesiz en güvenilir olanıdır. Burada dört ayrı rüzgar Ege’nin içlerine uzanan Çeşme Yarımadası’na okşarlar. Meltem, Lodos, Poyraz ve Gerence rüzgarları yıl boyunca bölgeyi ziyaret eder.

Sakız Ağacı

6000 yıl önce ilk kez Çeşme’de bulunan sakız ağaçları görülmeye değerdir. Bu ağaçlardan lezzetli aromasıyla sakız reçeli ve eşsiz sakız rakısı yapılır. Sakız mutfaklarda kullanımının yanı sıra ilaç ve boya üretiminde de kullanılır.

Eski Yunan doktorları, sakızdan kuduza, yılan sokmalarına, mide rahatsızlıklarına, bağırsak ve akciğer hastalıklarına karşı çeşitli ilaçlar yaparlardı. X. yüzyıldan sonra, sakızın ünü, Sakız Adasını aşarak yayılmış ve dünyada meşhur olmuştur.

Sinop Ayancik Gezilecek yerler

by | | 0 yorum
Ayancık ve çevresi 11. yüzyılın sonlarında ilk kez Danışmentoğullarının egemenliğine girmiştir. Bölge 1204 te Anadolu Selçuklularının, 1259 da Pervaneoğullarının, 1292 de Candaroğullarının eline geçmiştir. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet Trabzon seferine giderken Sinop ve çevresini Osmanlı Devletine bağlamıştır. Tanzimat Devrine kadar Ayancık ve Çevresi Kastamonu' ya bağlı dört kadılıktan birinin yönetimi alanı içinde kalmıştır. Tanzimat ile başlayan, daha sonra devam eden yenileşme hareketleri sırasında Ayancık ve çevresinde (Sancak-Kaza) İlçe yönetimi kurulması düşünülmüş, İlçe merkezi olarak da Ayandon (Türkeli İlçesine bağlı Ayazköyü) kabul edilmiştir.

İNALTI MAĞARASI
Inalti Köyü köyün hemen arka yamacinda bulunan magara ile ünlenmistir. Deniz seviyesinden 1070 m. yüksekte olan magaranin oldukça büyük olan agzi köyden görülebilmektedir. Köyde biraz soluklandiktan sonra yaklasik 500 metrelik bir tirmanistan sonra magaraya ulasilmaktayken, 2002-03 yillarinda yapilan yol ile magaranin 50 m. altina kadar araçla gidilebilmektedir. Buradan 50 metrelik merdivenle magaranin agzina ulasilabilir. Magara agzinda genis bir sahanlik bulunmaktadir.
Inalti magarasi gerek magara içi damlataslari ve arkeolojik özelligi, gerekse de dogal çevrenin güzelligi nedeniyle, turizm amaçli kullanima son derece uygun sartlara sahiptir.

Ortalama uzunlugu 7500 metre olan magaranin son noktasi giristen 24 metre asagidadir. Dogu-bati yönünde büyük bir (S) çizerek uzanan magaranin giris agzi ve gerisindeki salonun tavan yüksekligi 20 metreden fazla, genisligi ise 18 metredir. Giris salonu boyu 125 m, tavan yüksekligi 6-22 m, genisligi 7-13 metreler arasinda degisen düzgün bir galeriye açilir. Bu galeri magaranin en genis ve en kuru bölümüdür. Buradan sonra daralarak ilerleyen magarada sarkit, dikit, sütun, örtü ve duvar damlataslari, damlatas havuzlari görülmeye baslar. Yatay gelismis kaynak konumlu fosil bir magara inalti magarasinda damlataslarin çogu genislemis olan orta bölümde yer almaktadir. Buna karsilik magara tabanina yakin alt kesimlerde ve su düzeyinin hemen üzerinde Karnabahar ve Patlamis Misir sekilli damlataslar da bulunmaktadir. Magaranin içinde yer yer su birikintilerine rastlanmakta olup bazilari ilerlemeyi zorlastiracak sekilde derindir. Magara girisinde görülen duvar kalintilari, tarihi dönemlerde iskan alani olarak kullanildigi sanilan magaraya arkeolojik deger de katmaktadir.
Inalti magarasinin elektrifikasyonu, trafo, kapi, merdiveni, çesme ve tuvaleti yapilmis; magara içindeki gezi güzergahi ve kir kahvesi yapim çalismalari devam etmektedir.

Magara Civarinda Kanyon, Akgöl ve Karlik Yaylasi ve Düdeni gibi dogal güzelliklerin de bulunmasi magaranin önemini daha da arttirmaktadir. Hazirlanan projelerle günübirlik ziyaretçilerin ihtiyaçlarina yönelik tesislerin yapilmasi yaninda çogunlugu bos olan köy evlerinin de pansiyon olarak kullanilma açilmasi planlanmaktadir.

İNALTI KANYONLARI
Ayancik - Kastamonu yolunun 17. km sinden ayrilan stabilize yol ile ulasilan kanyonlar ve magara ilçenin en güzel rekreasyon alanlarindandir. Yol güzergahinda inalti yerlesmesi ve Alabalik Tesisleri de bulunmaktadir. Tesislerden sonra ulasilan kanyon yolunun bir tarafi sarp kayalik öbür tarafi çay yatagindan olusmaktadir. Birkaç yerde çayin içinden geçen yol çay sulari yüksek olmadikça taksiler tarafindan da kolaylikla asilabilmektedir. Ancak kar sularinin eridigi ilkbahar aylari ile sonbahar aylarinda yalnizca arazi tasitlari ile geçilebilmektedir. Zaman zaman da agaç köprülerden geçilerek ilerleyen yol safari turlari için oldukça müsait dogal bir parkurdur.
Kanyonun en can alici bölümü ; sarp kayaliklardan akan sularin olusturdugu küçük selaleler ve çamur ve yosunlarin olusturdugu sarkit ve traventenlerin bulundugu 1 km lik mesafedir. Bu alani gruplar ve ziyaretçiler özellikle yürüyerek geçmeyi tercih etmektedirler. Kanyonun bitiminde orman içinde devam eden yol Alabalik Üretme tesislerini de (kapali) geride biraktiktan sonra Inalti Köyüne ulasmaktadir. Ormanlardan tomruk nakletmek için kullanilan Eski buharli trenin dekovil hattinin da geçtigi kanyonu iki vadisinde bulunan orman idaresine ait terkedilmis barakalar kanyon ve bölge turizmi canlandiginda tesis olarak kullanilmaya oldukça müsaittir.

AKGÖL
Ayancik ilçesinin güneyinde Ayancik-Kastamonu yolunun 31.km sinde, yoldan da 5 km içeride bulunan Akgöl ; 1200 metre yüksekliktedir. Etraftaki sik göknar ormanlari içinden akan iki çayin birlestirerek olusturdugu göl ortalama 3 dönüm alan kaplamaktadir. Gölün yaninda orman isletmesine ait bir tesis bulunmaktadir. Günübirlik piknik için uygun olan göl civarindaki orman içlerinde piknik masalari ve izgara yerleri bulunmaktadir. Çevre ormanlarda yaban domuzu, ayi, kurt, çakal ve tavsan gibi av hayvanlari mevcuttur.
Akgöl'e ulasmak için inilen 5km lik yol stabilize olup buradan da Inalti bölgesine dogru yol devam etmektedir. Bu yol üzerinde bulunan Inalti Magarasi ve Kanyonlari safari turlar ve yürüyüsler için de müsaittir. Kis mevsiminin uzun geçtigi bölgede küçük kayak pistlerinin de yapilabilecegi uygun orman içi bosluklar mevcuttur.

ÇANGAL
Ayancik-Kastamonu yolunun 25. km sinde yoldan 3 km içeride bulunan Çangal ; orman içindeki açiklik alana kurulmus bir yerlesim yeridir. Burada Orman Isletmesine ait idare binalari , misafirhane ve lojmanlar bulunmaktadir. Binalar tek katli olup arazi üzerinde daginik vaziyettedir.
Küçük bir tatil köyü havasi yaratilmistir. Tesisler Ayancik kereste Fabrikasini kuran Belçikali ve Almanlar tarafindan 1930 lu yillarda insa edilmislerdir. Etrafindaki genis Göknar ormanlari ve yakin köylerle birlikte kis turizmi , av ve dag turizmi için uygun olup tesis yapmaya oldukça müsaitttir.

KARLIK YAYLASI
Akgöl ve Inalti Magarasi ile hemen hemen ayni bölge üzerinde bulunan Karlik yaylasi 1600 metre yükseklige sahip genis bir yayladir. Zengin bir orman yapisindan sonra ulasilan yaylada orman idaresine ait bir telsiz istasyonu ve gözetleme kulesi bulunmaktadir. Bölgenin en yüksek tepelerinden biri olan yayladan açik ve bulutsuz havalarda Sinop Ince burun açiklari ve sehir isiklari rahatça görülmektedir.
Genis otlaklardan olusan yaylanin en büyük özelligi Karlik Düdenidir. Bölgenin jeomorfolojik yapisindan kaynaklanarak olusan bu düden iki yamacin arasinda çökmüs bir alan görünümü vermektedir. Buradaki kayalik kesime ulasildiginda Buradan asagiya dogru uzanan bir magara daha oldugu görülmektedir. Bu magaranin yapisi ve bölgenin yüksek olmasi nedeni ile burada biriken karlar yaz aylarinda Agustos sonuna kadar erimemekte olup , olusan bu kar kütükleri eski yillarda yaz aylarinda çevre köylüler tarafindan kullanilmakta imis. Bölgeye de adini veren bu düden magarasi ve çevresi yayla turizmi ve meyilli otlaklari nedeniyle çim kayagi için oldukça uygun ortamlara sahiptir.

ESKI CEZAEVI (KILISE)
Yali Mahallesi sahil kesiminde bulunan bina eski bir kilise yapisi olup yillarca cezaevi olarak kullanilmistir. Bizans dönemine ait olan ve bugün bos olan bina düzenlendiginde kültür merkezi olarak kullanilmaya müsaittir.

ISTEFAN KAYA MEZARLARI
Ön tarih devirlerinden kalan ve henüz hiç bir bilimsel arastirmanin yapilmadigi Pontus Krallarina ait kaya mezarlari Ilçenin batisindaki Istefan, (Çaylioglu) köyü sinirlari içinde bulunmaktadir.

ISTEFAN SULU KILISESI
Yine ayni yerlesim yerinde istefan burnunun bati yakasinda, toprak altinda olup içi toprak ve su dolu haldedir. Galerilerinden biri toprak üstündedir. Halk içinin su dolu olmasi ve çevresinin de su kaynagi yönünden çok zengin olmasi nedeni ile buraya sulu kilise adini vermistir. Henüz hiçbir kazi çalismasi yapilmadigi alanda eski bir höyük bulunmaktadir.

YALI CAMII
1981 yilinda Ömer Seyfettin'in hikayesini anlattigi Ayancik Camiidir. Bilinmeyen bir nedenle yikilmis ve yerine 1908 yilinda simdiki Yali Camii yapilmistir.

AYANCIK ASKERLIK SUBESI
1900 yilinda, Istefan'daki kilise harabelerinin sutunlari kullanilarak, ayni üslupla insa edilen ve Askerlik Subesi binasi olarak kullanilan bina restore edilmistir. Kesme tastan yapilan binanin ön cephesi sutunlu ve iki kat halindedir. Yapiminda kilise harabesinden getirilen taslar kullanilmistir.

Kar Kalinliklari Ocak Şubat 2010

by | | 0 yorum
Uludağ'da kar kalınlığı 115 santimetreye ulaştı. Bursa- Uludağ arasındaki karayolunun ulaşıma açık kalması için Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü ekipleri 24 saat aralıksız görev yapıyor. Ekipler buzlanmayı önlemek için tuzlama yaparken, iş makineleri da yolda biriken karları temizliyor. Jandarma Milli Park gişelerinden itibaren zincirsiz araç çıkışına izin vermiyor.

Bu aradaki Uludağ'a ulaşımda kullanılan teleferik seferleri de sorunsuz devam ediyor. Bursa- Sarıalan arasında sefer yapan teleferiği kullanan tatilciler, Sarıalan'dan Oteller Bölgesi'ne yine karayolu ile ulaşabiliyor.

KARTALKAYA
Bolu'nun Köroğlu Dağları zirvesindeki 2100 rakımlı Kartalkaya Kayak Merkezi'nde kar yağışı aralıklarla etkili oluyor. D-100 Karayolu ile Kartalkaya arasındaki 28 kilometrelik yolda İl Özel İdare ve otellere ait araçlar sürekli kar temizleme çalışması yapıyor. Ancak yolda buzlanma olması nedeniyle araçlar yola zincir takarak devam etmek zorunda kalıyorlar. Yol boyunca bulunan köylüler, Kartalkaya'ya çıkan sürücülerin araçlarının lastiklerine ücret karşılığında zincir takıyorlar. Otellere ait araçlar ve köylüler traktörleri ile yolda kayan araçlara yardımcı oluyor.

KARTEPE
Kartepe Green Park Resort Otel ile kayak merkezine giden yol açık. Bölgede kar yağışı devam ediyor. Köy hizmetleri ekipleri sürekli tuzlama ve açma çalışması yapıyor. Kar kalınlığının 1 metreyi geçtiği Kartepe zirvesinde bugün kayak pistleri de açıldı. Tesislere giden yol, açık tutuluyor. Ancak ekipler, zincirsiz veya kar lastiği olmayan araçlara kayak tesislerine gidiş izni vermiyor.

PALANDÖKEN
Kayak sporu için ideal toz kara sahip olup kış mevsimi boyunca Palandöken´de toz karda kayak yapılabilmektedir. Kayak sezonu aralık ayında başlar ve mayıs ayına kadar ulaşım sorunu olmadan sürmektedir.

Palandöken Kayak Merkezi gerek pistlerinin uzunluğu ve gerekse zorluk dereceleri ile ülkemizin önemli merkezleri arasında yer almaktadır. Toplam pist uzunluğunun yaklaşık 28 kilometre olduğu Palandöken Kayak Merkezinin en uzun pisti 12 kilometredir. Palandöken Kayak Merkezinde Slalom ve Büyük Slalom yarışmaları için 2 adet tescilli kayak pisti bulunmaktadır. Palandöken'de 5 adet toplam 4500 kişi/saat kapasiteli telesiyej, 1 adet 300 kişi/saat kapasiteli teleksi, 2 adet toplam 1800 kişi/saat kapasiteli baby lift ve 1 adet 1500 kişi/saat kapasiteli gondol lift kayak severlere hizmet vermektedir. Toplam 2 bin yatak kapasiteli olan Palandöken'de 5 yıldızlı 4 otel ve çeşitli kurumlara ait sosyal tesisler bulunmaktadır.

Erzurum'a, İstanbul, Ankara'dan her gün, İzmir ve Bursa'dan ise haftanın iki günü uçak seferlerinin yapılmakta. Palandöken Kayak Merkezi havalimanından 12 kent merkezine ise 4 kilometre uzaklıkta. Zirveye ulaşım sorunsuz sürüyor.

SARIKAMIŞ
Kayak alanı 2100 - 2634 metre yükseklikleri arasında, sarıçam ormanları içerisinde yer almaktadır Sarıkamış, Alp Disiplini, Kuzey Disiplini ve Tur Kayağı için çok uygun koşullara sahiptir. Çamlar arasında toplam 12 kilometreyi bulan 5 etaplı piste sahip 2500 rakımlı Cıbıltepe´nin muhteşem bir doğal güzelliği vardır. Kristal karı eşsizdir. Sarıkamış Kayak Merkezi´nde 2 telesiyej, 1 teleski tesisi hizmet vermektedir. Sarıçam Kayak Tesisleri 2400 kişi/saat kapasiteli, diğer telesiyej ise 800 kişi/saat kapasitelidir. Ayrıca Cıbıltepe’de 2 adet 4´lü teleski bulunmaktadır.

Sarıkamış Kayak Merkezi, Kars´a 60 kilometre uzaklıkta. Kars havaalanı 40, Erzurum havaalanı ise 1.5 saat sürmektedir. Erzurum ve Kars´tan sürekli şehirlerarası otobüs firmaları tarafından yolcu götürülmektedir. Erzurum- Kars karayolu üzerinde bulunan yol, 24 saat açık. Şu anda kar yağışı olmasına rağmen yol, Karayolları ekipleri tarafından ulaşıma açık tutulmaktadır.

DAVRAZ´DA KAR 70 SANTİM
Isparta´da bulunan Davraz Kayak Merkezi´nde kar kalınlığı 70 santimetreye ulaştı. Davraz Kayak Merkezi´nde otelin bulunduğu bölgede kar kalınlığı 35 santimetre, ikinci telesiyejin bulunduğu noktada ise 70 santimetre olarak ölçüldü. Davraz Sirene Oteli yetkilileri, kar kalınlığı nedeniyle ulaşımda sıkıntı yaşanmadığını belirterek, oteldeki doluluk oranının ise arttığını söyledi.

4 Ocak 2010 Tarihi ile Uludag da Kar kalinligi 80 cm

by | | 0 yorum
Türkiye'nin önemli kış ve kayak turizmi merkezlerinden Uludağ'da kar kalınlığı 80 santimetreye ulaştı.
Hava sıcaklığının eksi 10 derece olduğu Uludağ'da, yoğun kar yağışı ve sis yüzünden görüş mesafesinin zaman zaman tamamen kapandığı belirtildi.